Duygularımız, hayatımızı yönetirken hep ön planda   olmuştur aynı durum yemek seçimlerimize de yansımaktadır. Aç olduğumuzu en basit   şekilde karnımız guruldamaya başladığında anlarız ancak duygusal açlık, fiziksel   açlıktan oldukça farklı olmasına rağmen ikisini birbirinden ayırt etmek oldukça   zor olabilmektedir. Duygular, beslenmemizi etkileyen önemli   faktörlerden biridir. Yapılan araştırmalar, normalin üzerinde yemek yeme   sebebimizin %75 oranında duygusal duruma bağlı olduğunu gösteriyor diyor, Uzman   Diyetisyen Gamze Şanlı Ak.
En önemli soru şu Gerçekten Aç   Mısınız?Beynimiz, sinirler arasında iletişimi ‘nörotransmitter’ adı   verilen kimyasallar ile sağlar. Ruh halimizi direk etkileyen   nörotransmitter’ler; serotonin, noradrenalin ve dopamin’dir. 
Serotonin;   rahatlamayı ve sakinleşmeyi sağlamakla birlikte iştah ve uykunun düzenlenmesinde   rol oynar. Serotonin stres ve gerilim hissini azaltır.
Dopamin ve   Noradrenalin; enerjikliği ve uyanıklığı sağlar. Vücutta üretildiklerinde; birey   daha hızlı düşünmeye, tepki vermeye başlar, daha motive hisseder, refleksleri   hızlanır.
BEYNİN AÇYale Üniversitesi tarafından yapılan bir   çalışmada, açken ve tokken beynin aktiviteleri ölçülüp beynin açlık durumdaki   tepkisi gözlemlenmiştir. Katılımcılar bir cihaza bağlanarak kan glikoz   seviyelerinden açlık ve tokluk durumlarına, ayrıca işlevsel MRI yöntemiyle beyin   aktivitelerine bakılmıştır.
Yemekten iki saat sonra katılımcılara çeşitli   yemek fotoğrafları gösterilmiş ve ölçümlere başlanmıştır. Katılımcıların   beyindeki, mantıklı düşünme ve karar verme, sebep- sonuç, planlama gibi   yönetimsel becerilerinin olduğu kısımda daha fazla aktivite olduğu görülmüştür.   Bireyler, yüksek kalorili abur cuburları reddetmek ve duygularını kontrol   etmekte daha başarılı olmuştur. Ancak uzun süreli açlık sonrası glikoz değerleri   düşmeye başladığında beyindeki duygularımızla ilişkili daha derin alanlar aktive   oluyor. Beyin komut vererek bireyi yemeğe yönlendiriyor ve birey gördüğü abur   cuburu yemeye başlıyor.
Uzun süreli açlık gibi, yapılan şok ve düşük   kalorili diyetler sonucu da besin bulamayan beyin hücreleri, açlık adını   verdiğimiz içgüdümüzü harekete geçirir. 
KALBİN AÇDuygusal   yemek yeme, en çok ‘Kalbimiz Aç’ olduğunda ortaya çıkmaktadır. Kızgınlık, öfke,   yalnızlık, güvensizlik, suçluluk, kıskançlık, kaygı, hayal kırıklığı, üzüntü,   sıkıntı, sevgi boşluğu duygusal yemek yemeği tetikler. Duyguların yerini yemekle   doldurmak, kilo alma sürecini başlatacaktır. Kilo aldıkça kendini beğenmeme ve   bunun sonucu şok diyet uygulamaları ve sonrasında tekrar kilo alımı vücutta   yo-yo sendromuna sebep olacaktır. Mutsuz hisseden kişi kilo alır. Hayal   kırıklığı kişiye kendini yalnız ve gelecek hakkında umutsuz hissettirir. Bu da   kendine olan ilgisini kaybetmesine ve belki de kilosunu umursamamasına yol açar.   Bastırılmış üzüntü fark edilip, başa çıkılmadığı sürece, binge eating olarak   adlandırdığımız tıkınırcasına yemek yeme sendromuna yol açabilir. Depresyon   yüzünden yiyen kişiler, genellikle süt ürünlerine yönelirler (dondurma,   çikolata, peynir gibi). Çünkü süt ürünleri kimyasal yapıları nedeniyle   antidepresan ilaçlarla aynı nörolojik etkiyi yaparlar.
MİDEN   AÇNormalde sağlıklı bir diyet programı kişiyi çok ciddi bir şekilde   acıktırmaz. İnsan fizyolojisinde kan şekeri 3 saatte bir düştüğü için, 3 saatlik   aralarda mutlaka ara öğünlerin tüketilmesi gerekir. Eğer kişi sadece 3 ana   öğünden oluşan bir diyet yapıyorsa, ya da uyguladığı diyet programı kendi   vücuduna ve metabolik hızına göre çok düşük kaloride ise o zaman ani açlık   krizleri oluşur.
Açlık krizleri/yiyecek aşermelerinin vücudun bilgeliğini   yansıttığına inananlardanım; vücudun ihtiyaç duyduğu besin ögelerinin sinyalini   verdiğini düşünüyorum. Örneğin; krize girip çikolataya aşermek vücudun daha   fazla antioksidana ihtiyaç duyması olabilir. Bununla birlikte aslında bir kase   dolusu kırmızı üzüm, çikolataya oranla daha yüksek antioksidan sağlar ancak   çoğumuz üzüm yerine çikolatayı tercih ederiz.
Açlık krizlerinin ve   aşermelerin psikolojik mi fizyolojik mi olduğuna dair çok uzun zamandır   araştırma yapılmakta ancak her iki durumunda etkili olabildiği görülmektedir.   Örneğin; küçükken hasta olduğumuzda annemizin yapmış olduğu tavuk suyu çorba   bizi iyileştirmeye yeter. Büyüyünce de hasta olduğumuzda psikolojik olarak anne   eli değmiş tavuk suyuna çorbanın işe yaracağını düşünürüz. Her yiyeceğe   aşerebiliriz ancak genelde bunlar pek de besleyici olmayan yiyeceklerdir ve bu   durumlarda psikolojik faktörler muhtemelen fiziksel ihtiyaçlardan daha   etkilidir. 
Açlık kriziniz/aşermeleriniz karşı konulamaz duruma geldi ve   kaçamak yaptınız kendinizi suçlu hissediyorsunuz...
Çok sıkı diyetler   uygulamak veya diyetteyken bazı grupları kısıtlamak (özellikle karbonhidratları)   bu krizlerin pik yapmasına neden olur ve kendinizi kısır bir döngünün içinde   bulabilirsiniz. Bazıları başarılı olabilir ancak genelde kaçınma daha da güçlü   bir istekle sonlanır. Aşerilen yiyecek ciddi bir sağlık riski oluşturmadığı   sürece (yüksek tansiyonu olan birinin tuzlu yiyecekler aşermesi gibi) bu isteği   gidermenin ancak bunu ılımlı bir şekilde yapmak daha iyidir. Bazen yüksek   kalorili ve yağlı yiyeceklerden minik miktarlarda tüketmek kendinizi kontrol   etmenize yardımcı olabilir.
Açlık Krizleri/Aşermelerle Başa Çıkmanın   İpuçları;• Açlık krizleri genelde kısa sürelidir 20 dakika   dayanabilirseniz bu isteğinizin geçtiğini görebilirsiniz.
• Ara öğünlerinizi   planlayarak krizleri önleyebilirsiniz, çalışma masanızın çekmecesinde,   arabanızda ve çantanızda mutlaka sağlıklı atıştırmalıklar taşıyın.
• Kriz   anlarınızı ve aşermelerinizi not edin. Örneğin günün hangi saatlerinde açlık   krizi yaşıyorsunuz hangi yiyeceklere aşeriyorsunuz, ne kadar uzun sürüyor ve   nasıl başa çıkıyorsunuz? Aşermeleriniz hakkında notlar tutmak ilerideki günler   için size ışık tutacaktır ve kontrol edilebilirliği sağlayacaktır.
• Sağlıklı   alternatiflere yönelin. Cips yerine yağsız patlamış mısır olabilir. Sert ve   gevrek bir şeyler mi canınız çekiyor o zaman meyve kurularını deneyin. 
•   Tatlı mı istiyorsunuz? Elma, armut veya şeftaliyi fırınlayıp üzerine tarçın   eklemeye ne dersiniz.
• Bazen susuzlukla açlık birbirine karışır.   Acıktığınızı hissettiğinizde önce su için ve bekleyin, çoğu zaman aslında aç   olmadığınızı fark edeceksiniz. 
 
Yorumlar
Yorum Gönder