Ana içeriğe atla

Nitelikli

How Corporate Health Care Leaders Maintain Their Impunity: The Case of Purdue Pharma's Funding of the Washington Legal Foundation to Attempt to Weaken the Responsible Corporate Officer Doctrine

The ongoing epidemic of narcotic (opioid) abuse, and the resulting rise in the deaths due to overdoses, has focused attention on pharmaceutical companies' aggressive promotion of these drugs which minimized their substantial risk. A recent article in the Intercept showed how the leadership of one such company tried to insulate itself from responsibility for such actions even while such promotions were continuing. Background: Impunity of Top Leaders of Big Health Care Organizations For years, we have railed against the impunity of top leaders of health care organizations.  We have noted that despite numerous legal settlements made by health care organizations of alllegations like fraud , bribery , and kickbacks , almost never do top leaders who presided over these actions face any negative consequences.  Lack of deterrence caused by such impunity appears to be a major cause of  the epidemic of continuing unethical behavior, crime and corruption on the part of large health car
ACABA...

Acaba o hep bahsedilen "yalan makinesi" doğru sonuçlar verir mi?
Filmlerde görmeye alıştığımız, insanın yalan söyleyip söylemediğini kalp atışlarından, vücut ısısından, terlemesinden ve bu gibi fizyolojik değişiklikleri izleyerek anlayan yalan makinesi de şehir efsanesi çıktı.
Yapılan araştırmalar, bu tarz fizyolojik değişikliklerin kişiden kişiye değiştiğini gösteriyor. Yani doğruyu söyleyen biri de yalan makinesine oturduğunda heyecanlı olduğu için terleyebilir ve kalp atışları hızlanabi lir.
Bugüne kadar bir çoğumuzun sahip olduğu "insan hafızası video kamera gibi çalışır" düşüncesi gerçek mi? İnsan hafızası önemli olaylan fotoğraf gibi kaydediyor. Fakat aradan uzun yıllar geçtikten sonra olaylar tekrar hatırlandığında hafıza zarar görmüş oluyor. Yani video kamera gibi her şey aynı kalmıyor. Psikologlar hemen hemen insan beyninin "yeniden üreten" değil fakat "yeniden inşa" edici olduğu konusunda hem fikirler.
"Öfkeyi içinde tutmaktansa ifade etmek daha doğrudur"
Araştırmalar gösteriyor ki, öfkeden kurtulmak için bağırmak, duvarı ya da benzer bir şeyi yumruklamak öfkeyi azaltmayıp, aksine arttırıyor. Mesela Amerikan Futbolu gibi sert sporlar oynayan futbolcuların daha öfkeli olduğu tespit edildi. Öfkeyi açığa çıkarmak sadece sonunda sorunun kaynağına doğrudan çözüm getiren zamanlarda etkili oluyor. Onun dışında sizi daha da sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyor.
"Düşük seviyede kendine saygı ana psikolojik sorunlardan biridir"
Roy Baumeister ve arkadaşları yaptıkları taramalar sonucunda pek çok araştırmanın bu ifadeyi yanlışladığını buldular. Tespitlere göre kendine az saygısı olan bireylerin insanlar arası ilişkilerinde bu durum önemli bir probleme neden olmuyor. Alkol ve uyuşturucu kullanımıyla da çok az ilgisi bulunuyor. Ayrıca kendine saygının okul performansına olumlu bir şekilde yansıdığını tespit ettiler. Başarılı öğrencilerin kendine olan saygıları artıyor. En önemlisi düşük seviyede kendine saygının depresyonla bir ilgisinin bulunmadığı ortaya çıktı.
"Dolunay, suça eğilimi ve çıldırma vakalarını artırır" yani her dolunay çıktığında insanlar "kurt adamamı" dönüyor? Latincesi "luna" olan ayın dolunay evresine geçmesinin insanlarda çılgınlık yarattığı düşünülür. İngilizce'de çılgınlık ya da delilik anlamına gelen sözcük ise "lunatic" tir; yani, ay kelimesinden türetilmiştir. Konuyla alakalı popüler kültürde yer alan korku filmleri ve kitaplarda insanlarda bu görüşün yer etmesine neden olmuştur. Ancak, gerçekte dolunay ile delilik arasında hiçbir bağlantı yoktur.
"Zıt kutuplar birbirini çeker"

Kişiler arasındaki ilişkiler "uçlar" birbirini çekmiyor. Onlarca araştırma ortaya koyuyor ki, insanlar kendileriyle benzer karakterdeki insanlarla birlikte takılmayı tercih ediyor, kendilerinden farklı eğilimleri olan insanlardan uzak duruyor. Doğru yaklaşım "benzer uçlar, benzer uçları" çeker olmalı.
"Klasik müzik dinlemek zihni açar"
Klasik müzik eserlerini dinlemek zekayı arttırmıyor. Klasik müzik eserlerini dinleyenlerin test sonuçları, hiçbir şey dinlemeyenlere göre daha iyi; ancak herhangi bir uyarıcının olması zaten kişiyi daha başarılı kılıyor.
"Beynimizin sadece % 10'nunu kullanıyoruz" Peki kalan o %90 lık kısım ne yapıyor? Beyinde "sessiz bölge" olarak anılan ve "ortalama bir insan beyninin sadece % 10'nunu kullanıyor" cümlesine gerekçe olan kısım sanıldığı kadar büyük değil. Araştırmalar gösteriyor ki, sessiz kısım son derece küçük. Ayrıca bilim adamları daha önce de konuşma ve duyma duyuları için çok önemli olan bir beyin bölgesine de "sessiz bölge" demişlerdi. Bunun bugün böyle olmadığı biliniyor.

Uygar SALMAN 
Psikolog

Yorumlar

Popüler Yayınlar