Ana içeriğe atla

Nitelikli

How Corporate Health Care Leaders Maintain Their Impunity: The Case of Purdue Pharma's Funding of the Washington Legal Foundation to Attempt to Weaken the Responsible Corporate Officer Doctrine

The ongoing epidemic of narcotic (opioid) abuse, and the resulting rise in the deaths due to overdoses, has focused attention on pharmaceutical companies' aggressive promotion of these drugs which minimized their substantial risk. A recent article in the Intercept showed how the leadership of one such company tried to insulate itself from responsibility for such actions even while such promotions were continuing. Background: Impunity of Top Leaders of Big Health Care Organizations For years, we have railed against the impunity of top leaders of health care organizations.  We have noted that despite numerous legal settlements made by health care organizations of alllegations like fraud , bribery , and kickbacks , almost never do top leaders who presided over these actions face any negative consequences.  Lack of deterrence caused by such impunity appears to be a major cause of  the epidemic of continuing unethical behavior, crime and corruption on the part of large health car

Beğenilme Arzusu ve Estetik Psikolojisi

Son yıllarda tamamen artan ve popüler kültürün olmazsa olmazı haline gelen estetik ameliyatlar ve estetik psikolojisi hakkında Uzm.Psikolog Gamze Eser, kadın/erkek herkesi ilgilendiren açıklamalarda bulundu.

''Sanıldığının aksine erkekler de kadınlar kadar estetik cerrahların kapısını aşındırıyor.Olaya cinsiyet ayrımı yapmadan bakmak gerekir. İlerleyen yaşların bedende yarattığı deformasyonu ortadan kaldırmak, seksi ve büyük dudakların doğru dudak olduğunu sanmak ve lanse etmek, kırışıklıkları neredeyse bir ayıp olarak görmeye başlamak, popüler kültürün ve tüketim toplumunun lanse ettiği ideal insan tipine benzemeye çalışmak ve elbette beğenilme arzusunun sınır tanımaması böyle bir ihtiyaç yaratıyor.''

Bireyi estetik operasyon geçirmeye iten nedenler nelerdir?
İnsan, onaylanmak ve kabul görmek isteyen, beğenilmeyi arzu eden bir varlık. Beğeninin ölçütünü ise toplum belirliyor. Toplum canlı bir organizma olduğu için de güzellik ve estetikle ilgili değerler günden güne değişiyor.

Beğenilme isteği ergenlik döneminde başlayıp yetişkin bir birey olduğumuzda, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeyi başardığımızda azalan bir duygu.

Birey kaç yaşında olursa olsun kabul görmek ister elbette, ancak; özgüveni yeteri kadar güçlü değilse, içinden gelen sese değil çevresinden gelen iletilere kulak veriyorsa bocalaması mümkündür.

Sanıldığının aksine erkekler de kadınlar kadar estetik cerrahların kapısını aşındırıyor. İlerleyen yaşların bedende yarattığı deformasyonu ortadan kaldırmak, popüler kültürün ve tüketim toplumunun lanse ettiği ideal insan tipine benzemeye çalışmak ve elbette beğenilme arzusu böyle bir ihtiyaç yaratıyor.

Bir kaza ya da şiddete maruz kalma sonucunda bedende meydana gelen deformasyonun giderilmesi amacıyla estetik operasyon geçirenleri konunun dışında tutuyorum.

Kadınlar için hamilelik döneminde alınan kiloların kolay verilememesi, emzirme nedeniyle göğüslerde meydana gelen deformasyonlar, göbek ve basenlerdeki genişleme rahatsız edici boyutta olabilir. Bu durum bir süre sonra kendisinin hamilelikten önceki hali ile ve doğum yapmamış kadınlarla kıyaslamaya gidebiliyor. Sonuçta bedenini beğenmeyen birey, çağın nimetlerinden faydalanıp, televizyonda, dergilerde gördüğü ideal insan tipine benzemek için bıçak altına yatabiliyor.

Mali durumu iyi olanlar yüksek bedeller ödeyip ehil ellerde operasyon geçirirken, gücü yetmeyenler hijyen koşullarına uygun olmayan yerlerde, yaşamlarını tehlikeye atma pahasına ameliyat masasına yatıyorlar. Sonuç da genellikle beklentilerini karşılamaktan uzak oluyor ne yazık ki…

Popüler toplumunun dinamikleri bizi tüketime itiyor. Photoshop ile kusursuzlaştırılmış bedenler her yerde gözümüze sokuluyor. Buna kayıtsız kalabilmek kolay değil. Ama öz güveniniz yerindeyse, yaşamın ve yaş almanın getirdiği değişimleri sevgi ile kabul edebiliyorsanız, bu tahriklere kapılmayabilirsiniz. Hiçbir canlı zamanın getirdiği değişime karşı koyamaz. Ya bu değişimi ve kendimizi olduğu gibi kabul edeceğiz ya da "bu benim bedenim, benim kararım," diyerek bıçak altına yatacağız. Kimseyi eleştirme hakkını kendimde bulmuyorum.

Bir psikolog olarak bireyin öz güveninin yaşam kalitesini belirlediğinin bilincindeyim. Kusurlu bulduğumuz yönlerimize yoğunlaşmak yerine meziyetlerimize odaklanabilsek dışarıdan müdahale edilmesine gerek kalmadan öz güvenimizi kazanabileceğimizi düşünüyorum. Her şeye rağmen estetik operasyon geçirmeye karar verdiyseniz de ameliyat, iyileşme sürecin ve sonuçlar hakkında detaylı araştırmalar yapın, benzer ameliyatlar geçiren bireylerle görüşün ve lütfen kendinizi güvenilir olmayan ellere teslim etmeyin.

Yorumlar

Popüler Yayınlar